Aslında haftasonumu anlatacağım bir önceki yazımda minik melek şairlerin istilasına uğradı bedenim:)) Nasıl olup nereden başladı, içimde ki hislerim bizim evin az eğimli rampasında ki bahar esintisinin getirileriyle hayale daldı ve de ortaya melek hislerimle yazdığım o şiir çıktı. Keyfim güzel, hava yağmurlu. Sağanak şeklinde diye bildirimde bulunan meteoroloji uzmanları yine bildiler. Sağanak olarak İzmir bulutları toprağı ıslatarak, barajlarda ki doluluk oranına inat çırpınmaktalar. Sıka sıka pamuk yanakların suyunu çıkartmaktalar. Ben memnunum; gayeet aşık, gayeet sevgi doluyum ve bir o kadar romantik ve de hayatımda mutluyum:))
Haftasonu 8 Marta tekabül etti. Kadınlar gününün planını çok önceden(1-1.5 ay önce) yaparak telaşımızın ve zamanın getirilerinin kurbanı olduk/oluyorduk. Sumru Yavrucak'ın "Yalnız Kadın" oyununa 3 bekar bayan biletimizi çok önceden almıştık ama kuzen bekarı Ankara'da seyahatte, Nilü'nün de(ona artık bekar demiyim dimi Mustafa enişte!!) Almanya'dan kuzeni gelince elimde avucumda bir bilet fiyatı yerine 3 biletle(aslında karlı şekilde) ortada kaldım:)
Önce giderek Nilü'den biletleri aldığım gibi bekar ekibi topladım. Kim mii!!! Annem ve kuzenim Hande'nin annesi Esoş'la birlikte AKM'de ziyafet çektim "tebessüm... tebessüm..." diye inleyen yanak ile dudak arası gamzelerime. Gamze gamze(aklıma Lale ablacım sen geldin) seyrettim yanıma düşen bol kahkahalı beyle. Kadınlar günü aslında bahane; gülmekte güzel, tiyatroya arada sırada gittiğimden utansam da ucundan tutabilmek de.
"Yalnız Kadın" adı üzerin de yalnızlığını anlatıyordu bir kadının. Ama yalnızlığın en anlamlı "yalnızlık" olan şeklini; bolluk içinde yokluk çeken kadını. Evli, çocuklu, hatta evinde kayınbiraderini bile barındıracak derece de evi kalabalık bir kadın. Ama "ortak yaşam" adı altında kandırılmış ve bastırılmış duygularının hayatını nasıl çekilmez hale getirişi ve bunun kendisi kadar başka yaşamlar üzerinde ki etkileri konu alınmıştı bu tek kişilik gösteride.
Ve işte kadınlar gününe dair birkaç kelime(daha önce yorumlarda da dile getirmiştim benzer düşüncelerimi) ;
Ben bir Türk kadını olarak konuşacak noktada bile hissedemiyorum kendimi. Topraklarım satılıyor, milletim ağlıyor, evin direği eve 90,00YTL'ye kaç ekmek getireceğini düşünüyor, kadınlar benim yurdumda evlenirken 2 kere değil geçim sıkıntısı yüzünden evlenmeyi bin kere düşünüyor ve hatta çocuk yapamıyor. Biz yine de bilinçli ve biz yine de güçlü sabretmekteyiz. Kadınlığımı hissedebilmek adına huzur istiyorum yurdumda...
11 yorum:
Hmm ilk defa duydum oyunun adını. Sumru Yavrucuk'u çok severim:)
öyle güzel ifade ediyorusn ki hislerini. oyunu iyice merak ettiren,heveslendiren şekilde.Sumru yavrucuk'a bayılırım zaten.Ama oyun sonunda sağlam çıkabilir miyim bilmem :(
bu arada testi cevaplarken cevaplara hiç bakmadan cevapladım..İlk soru "babanız hakkındaki düşünceniz"miş..bende şanslı bulmuşum...
neyse derin mevzular..biz de seni öptük canım ..sevgiyle kal
başbakanının senden 3 çocuk beklediğini de unutma.;)) Bütün kadınlar en az 3 çocuk doğursun dedi ya. Geçen tiyatroda benim yanıma da yalnız bir bey düştü. Durmadan ben ortada kaldım diyordu. Ne yapalım abicim yalnız gelmeseydin. Kadınların ortasında kalmış da , kenarda oturana baskı yapıyo aklınca, yer değişmek için . Öptüm seni Sibelcim
Sezen in çok eski ama bence eskimeyecek bi şarkısı var hani,
ÜNZİLE..
YAGMURU KİM DÖKÜYOR ÜNZİLE KAÇ KOYUN EDİYOR...HEM ÇOCUK HEMDE KADIN 12 SİNDE ANA...SUSAR KADIN ÜNZİLE...
....
Esimeyecek derken haksız değilim demi...
deep note:Yarın Van a uçuyorum:)
hani ortalarda olmıycam merak etmeyesin:)öptümmmmmmmmm
hüüü
öncelikle bu oyuna bende gitmek istiyorudum...
kadınlar günn dediklerinde çook haklısın. biz evlenirken bin kere düşünüyoruz.
sonra bana yazdığın yoruma yazınn altında yanıt verdim... hiç bir sıkıntısı yok bilesin. evet kendimi toparlıyorum, dahada toparlayacağım tüm iyi dileklerin ve düşüncelerin için çok sağ ol
öptüm seni, herşey gönlüne göre olsun
sevgilerimle
Yalnızlığı Kadınların
Yalnızlığı kadınların, üşümüş, yorgun
Bir elin sallanışı açık pencerelerden
Anlatır aşkın güzelliğini uzun uzun
Kalan hatıralarla geçmiş gecelerden
Hep o eller ağlayan karşısında aynaların
Hep o çileli yüz, o bekleyen dudaklar
Bir ses kulaklarında: Belki yarın, belki yarın
Sonra yeni bir sabah, yine bomboş sokaklar
Beklemek... Yalnızlığı kadınların büyük
Pencerelerde, kapılarda, evlerde, odalarda
Ve soğuk yataklarda mahzun, kırık dökük
Bazen mağrur gözleri bir noktaya dalar da
Ansızın bir ateş basar solgun yanaklarını
Batırırlar kalplerine ince, uzun parmaklarını
Ümit Yaşar Oğuzcan
akıl hastanelerinin %90 yengeç burçlarıyla doluymuş belki ilgini çeker
estagfurullah öle demek istemedim sadece profilinde yengeç burcu olduğun yazılıydı bende geçen nette okuduğum bişiyi paylaşayım dedim...ayrıca ne varsa delilerde var :D
ve... mutlu hafta sonları hafta başı görüşmek dileğiyle :D
Gonlu meleklerle dolu hic yanliz olmayan kadinim:)
Sumru yavrucak'a karsi ayri bir sempatim vardir , belki de hayatinin askini benim hayal ettigim gibi Bozcada'da bukup orada evlendigi icindir benim hayal ettigim gibi.
Bir de Istanbul'da Duru Tiyatro'da hmmmadini simdi bilemeyecegim ama muhtesem bir oyuncu olan (Yedi tepe Istanbul'da evlendigi gece kocasi olen ve sonra evlilikten korkan kadin oyuncu) bir oyunu varmis.Gecen gun Derya Baykal'in programinda bir tiradini okudu icim ciz etti...Kadin yanlizligindan dolayi intihar eder ve sonra hastanede "ben sevilmeyecek kadar cirkin bir kadin miyim?..."der...
Ah keske ayni sehirde yasasak da birlikte tiyatroya gidebilsek:)
yorumlar arasın da Yengeç burcuyla ilgili bişi gördüm,kesinlikle doğrudur heralde...bu kadar anaçlığı kadınlığı yüksek bir burç daha yoktur sanırsam...delirir elbet sonun da... :)ee bi yengeç olarak bende ilerleyen yaşlarımda bunu yaşıyacağıma emin olduğum için... :) neysse...
Bideneeem yazı süper..çok isterdim bu oyunu görmeyi...paylaşımın için çok saol... :)
Yorum Gönder