

"Şanssızlığa katlanabiliriz çünkü dışarıdan gelir ve tümüyle rastlantısaldır. Oysa yaşamda bizi asıl yaralayan, yaptığımız hatalara hayıflanmaktır."
Katılımın için çok teşekkürler... Uğurböcükü Şerife


Burada da arkadaşlarımızın çekmiş olduğu resimler var. Vermiş olduğumuz mail adreslerine daha yol yorgunluğunu atmadan aynı günün akşamı bize ulaştıran Volkan'a çok teşekkürler(:
http://www.flickr.com/photos/wolkanca/sets/72157604640370013/
Blog yazarı arkadaşlardan ayrıldıktan sonra yakın bir arkadaşımın doğum gününe gittim. Ertesi gün yine bir doğum günü telaşlı alışveriş ve hediye seçimi derken günden değerli hafasonu bittiii. Haa haftasonu bitti de doğum günleri biter mi!! Dün akşam devamı geldi ve yine uyumam 02.00 uyanmam lafta 07.00 idi (;
07.10 (gözümü açamam)
07.15 (ertelemeye devam)
07.20 (2.saati de kapa uykunu yarım bırakma)
07.30 (bu akşam erken yatıcam)
Arka kapaktan;
Gittin! Seni benden, beni senden koparttılar! Kahpe bir intihara dönüş bileti gişedeki Azrail! Tımarhanelere kaldırdılar beni, kollarıma kocaman serum şişelerinde gözyaşları bağladılar!Başlamadan bitti aramızdaki her şey! Bitti! Sen, "Bitti" bile diyemedin "Başlayan şeyler bit(t)er, ben seni sevmeye başlamadım ki..." derdim!Bitti! Her bitiş yeni bir başlangıcın fragmanıydı! Aramızdaki sıradağlar gibi duran aşılmaz engel "Biz arkadaşız..." diye başlayan o çocukça masal değil, gözü dönmüş psikiyatristlerin yazdıkları ufacık bir kağıt parçasıydı: "Şizofrenik septomlar..."diye başlayan ve "...gözlem altında tutulmalı!"emir kipiyle noktalanan!Ey Kâri! Şimdi dinleyeceğin her şey yalandır... Yalan.. Yalan.. Yalan!Bir yalanın utana utana gerçeğe dönüşmesi, tüm gerçeklerin arsızca yalana dönmesi ve neyin gerçek neyin yalan olduğunun artık hiçbir öneminin kalmadığı bir kaosun hikayesidir.. Kocaman, hiçbir şeyle tanımlanamayacak kadar büyük bir acının hikayesi...