Sessiz sedasız habersizce, gidip gelmiş oldum bu zaman zarfında Eskişehir'e.
Her ne kadar, çok önceden planlanmış bir seyahat olsa da, "nasılsa yazarım son dakika" diye düşünerek yanıldım bir kez daha!! Plan dışı gelişen akışa uyamadım. İşimle evim arasında bir koşuşturmayla Cuma gecesi yola çıktım ve bugün sabah saati ile İzmir'e vardım. Döndüm dolaştım, yine aynı yerden, şaşkın bir ifadeyle "benmiydim o gidip gelen!! Nur'u tanıma fırsatı yakalayıp rüya gibi bir gün de onunla içini dışına seren... Ben miydim!!" diyerek yazmaya başladım.
Gezdim-gördüm, yedim-içtim, fazlaca üşüdüm bir dee İlk-nur ile Nur'lu sohbetlere dahil oldum. Geldim.
Gitmem kardeşime ithafendi bu sefer... Duhan'ım bir diğer adıyla Bilgecim, kendisi kısaca benim kardeşim; büyüdü, okudu ve üniversiteden başarıyla mezun oldu((: Balosuna da dahil edildiğim için bir de buradan kıyafet götürme görevini üstlenince, bir telaş düştüm yola Cumadan... Birşey unutmadan, kardeşimin mühim gününü kabusa bulayarak unutkanlığımı tarihe yazmadan tastamam bir hazırlıkla vardım şehrine. Eskişehir'i eski kılan son beş yılın en yenilenmiş şehrine...
Balo mu!! Evet balo müthişti!! Bayanlar prenses baylar da benim rüyalarımın perisiydi sanki(erkek peri mi!!Hımm...), külkedisi masalında ki gibi rengarenkti tuvaletleri ama masal geceyarısı bitmedi. Sabah saatlerinde kokoreççi de son buldu, öyle pek de filmlerde ki gibi romantik değildi yani;))
Ertesi gün kendi adıma heyecanlıydım. Yorumlarımızla birbirimize söz hakkı tanıyarak, ortak bir paylaşım noktasında buluşup, yüz yüze tanışmasak da birbirimiz hakkında fikir sahibi olduğumuz Nur'umla bizzat tanışacaktım(: Tramvayla kendimi sokaklara atarak Nurrr, İlknurr diyerek çıktım çarşı yoluna. Önce o beni tanıdı ve yanındaki arkadaşına, tanıdığından emin bir ifadeyle beni işaret etti(: Önce salata ikram etti yazılarımdan bu ara yemek yeme alışkanlığımı çıkararaktan amaa ters tepti. Sonrasında ikimizi de kimse engelleyemedi. Waffle'dı, şaraptı derken ipin ucuyla bir sohbet de kendini iyiden iyiye gösterdi.
İkimizde yengeç burcu, ikimizde konuşmayı seven, içimiz dışımız bir olduğundan aksini istesek de oyunları beceremeyen, gülmeyi ne olursa olsun somurtmaya tercih eden, çok sıkıldığında çaktırmadan kabuğuna çekilen(ki o arada çaktırıyor bir yerlere sığınırken(; ), şarabı seven, karar alırken önceliği karşısındaki kişiye tanıyan ve arkadaşlıklarda öncelik sırasını aynı statüyle derecelendiren;), özel yaşamları çokça benzerik gösteren...v.s.
Çok mu cici görünüyor herşey oradan!!
O kadar değil hatalar vardı o gece şarapla birlikte ıslatılan.
Şööyle ağızda evirilip sonrasın da midemize oturan.
Biz de az değiliz hani ama; yine de çokça iyi, az biraz da kırılmadan kıdemli iki düz yaşayan...
En büyük farkımız boy ve cüsse olup, geleceğe dair en büyük planımız şşş şu anda durum gereği söylenemiyen olandır;))
Nur... Ayy, yaa yine Nur dedim!! Aslında İlknur, sana ve samimiyetine çook teşekkür ederim. Tüm gününü bana ayırmış olma inceliğine de minnettarım bir kez daha belirtmek isterim. Doğum günü hediyemi bile şimdiden düşünmüş ve bana pırıl pırıl bir kolye almış canım.
İlerleyen günlerde ta ki otobüse binerken bile sesini yanımdan ayırmadın/ayırmadım(: ve tanışma ertesi kardeşimin kep törenine de katılarak(yani dün) zorunlu dönüş için son hazırlıkları yerine getirdim.
Ee bir dönem bitti ve evin küçük kızı geri mi geldi!! "Hayır"; okumaya devam diyerek Eskişehirde ki öğrenim hayatına devam kararı verdi. Ablası alıştı mı!! Bilmem... Ama doğru karar olduğunu bilmenin verdiği gururla, gözünde biraz yaşla ayrıldı bu sefer şehrinden.